13.9.13

ANNE SÜTÜ BİR MUCİZEDİR

ANNE SÜTÜ BİR MUCİZEDİR
Sadece bir protein, yağ ve şeker karışımı değildir. Bebeğin büyümesini sağladığı gibi onun; damar sertliği, kansızlık ve barsak enfeksiyonlarından da korunmasını da sağlar.
Bileşim emzirmenin başlangıcına, sonuna, bebeğin prematüre doğmuş olmasına göre değişebilir.
Günün değişik saatlerinde ve emzirmenin muhtelif dönemlerinde de farklılıklar gösterir.
Emzirmenin başlangıcında laktoz ve sudan zengindir. Emzirmenin sonuna doğru yağdan zenginleşir. Bu sütü alan çocuk doygunluk hissederek memeyi bırakır. Böylece aşırı şişmanlık riskinden kurtulur.
Prematüre bebek annelerinin sütleri ; protein, lizozym (antikorlarla birlikte bakterileri zararsız hale getiren enzim) ve kalsiyumdan zengindir, laktoz ve yağdan fakirdir.
Bu süt onun için özel bir formüle bürünmüştür ve o bebek için en iyi besindir.
Kiloca gelişmiş bir bebekle, kilosu düşük bir bebek aynı memeye tutulduğunda sütün formülü bebeğin gereksinimine göre değişir.
Bunun bir başka örneğini doğada gözlemleyebiliriz.
Yavrusunu emziren inek; emzirme anında başını uzatarak yavrusunun poposunu yalar.
Çevreye bulaşık kaka artıklarından yavrunun barsağındaki mikrop florasının mesajını  alarak emzirdiği sütün formülünü otomatik olarak yavrunun gereksinimine göre düzenler.
Anne sütü; bebeğin barsaklarındaki mikrop dengesini koruyan, florayı zenginleştirerek hastalık yapıcı mikropların hücrelere bağlanmasını önleyip kaka ile atılmalarını sağlayan PROBİYOTİK, hem de; kalın barsaktaki bakterilerin aktivitelerini arttıran PREBİYOTİK lerden zengindir.

Protein inek sütüne göre 3 defa az olmasına rağmen biyolojik yararlılığı yüksek olduğu için bebeği daha iyi besler ve sindirimi kolaydır.
Vücudun yapı taşlarını  teşkil eden amino asitler(esansiyel) insan sütünde bebeğin gereksinimlerini
tam karşılayacak oranda bulunur. Özellikle Taurin beslenmeyi ve beynin gelişmesini sağlayan bir faktördür anne sütünde inek sütüne oranla 30-40 defa daha fazla bulunur.
Anne sütündeki yegane karbonhidrat laktozdur yavaş ve kolay sindirildiğinden kan şekerini çok iyi regule eder.
Anne sütü, yeni doğanında kolayca kullanabileceği kısmen parçalanmış yağ asitlerini içerir.Tuzdan özellikle; sodyumdan üç defa fakirdir. Bu da böbreklerin aşırı yüklenmesini önler.
Anne sütündeki Demir düşük olmasına rağmen biyolojik yararlılığı yüksektir. Bütün besinlerdeki demirin %5-10’u emilebilir.Anne sütündeki demirin %60’ı emilir.
Anne sütü kalsiyumunun emilme oranı yüksektir. Anne diyetinde yeteri kadar kalsiyum ve fosfor yoksa; annenin kemiklerinden eriyen kalsiyum ve fosfor sütteki oranları sabit kılar.
Vitaminler, hormonlar, büyüme faktörleri, özel  immun globulinler (bağışıklık faktörleri) bakımından zengindir.
Anne sütü ile beslenen bebeklerin enfeksiyonlara dirençli olması yanında (birçok enfeksiyon hastalığı çok daha az görülür) bu bebeklerin aşılanmalarında da anne sütü almayanlara göre daha fazla bağışıklık kazandıkları gösterilmiştir.
Anne sütü; laktobasilus bifidus gibi bakterileirn (ince barsaklarda) çoğalmasına yardım eder. Bunlar sütteki laktozdan laktik asit oluşturur. Kakanın Ph sı asitleşir. Dolayısıyla barsakta hastalık yapıcı mikroplar yaşamazlar.
Kolostrum 24 saat, olgun süt 6-8 saat oda ısısında kalabilir ve içinde mikrop üremez. Bu; sütün antibakteriyel etkisinin ne kadar güçlü olduğunu gösterir.
Kırsal bölgelerde halen konjektivitlerde anne sütü damlatılarak uygulanan tedavi de anne sütünün antibakteriyel kanıtıdır.
Chernobil faciasından sonra; inek sütüne geçen radyoaktivilerin anne sütünde pek artmadığı gösterilmiştir.
KOLOSTRUM doğumdan sonraki ilk 5 günde salgılanan süte denir.Proteinden özellikle; enfeksiyonları önleyici proteinden zengindir.
Sekretuvar  İgA konsantrasyonu yüksektir. İlk emme ile bebeğin ağız ve gastroentestinal mukozaları sekretuvar İgA ile örtülür. Bu barsaklardan emilerek kanda yükselir. Burun solunum ve idrar yollarını kaplar onu enfeksiyonlardan korur.
Kolostrum da annenin geçirdiği enfeksiyonlara E. Coli, rotavirüs gibi ishal amilleri, Tbc, polio gibi birçok etkene karşı antikorlar vardır.
Kolostrum yaşamın ilk haftalarında bağışıklık sistemleri gelişmeyen bebeği korur.
Mekonyumun (ilk kakaların) atılmasını kolaylaştıran bir etkiye sahiptir.
EMZİRME: Emme bir reflex olarak doğumdan önce vardır.Doğan bebeğin emmesi genellikle açlıktan değildir. Bebeğin doğar doğmaz anne memesini  emmesi sütün gelmesini  temin eder.
Meme uçlarından kalkan uyaranlar hipfizden prolaktin ve oksitosin salgılar. Bunlardan birincisi sütü oluşturur diğeri salgılatır.
Bebek doğumu takip eden ilk yarım saat içinde çıplak olarak anne memesine konulmalıdır. Böylece anne ve bebek arasında psikolojik bağlantı sağlandığı gibi meme başlarının uyarılması ile prolaktin salgılanması artar ve süt yapımı başlar.
Doğumdan hemen sonra emzirme oksitosin salgılanmasını uyarır. Bu da uterusun kasılmasını temin eder. Böylece uterusun eski şeklini alması kolaylaştırılmış ve;  doğum sonrası kanamalarının önüne geçilmiş olur.
Memede tutuş ilk 5 dakika sonraları 10-15 dakikadır.
EMZİRME ARALARI :  Bebeklerin mideleri 1-3 saat içinde boşalır. Bu nedenle 3 saatte bir emzirmeyi  önerenler olduğu gibi anne sütünün biyolojik özelliği dolayısıyla; bebek midesini;15-45 dakikada terk ettiğinden yapay beslenmede  olduğu gibi 3-4 saat beklemeksizin  bebeğin istediği zamanlar emzirilmesinin sütü arttırdığını savunanlarda vardır. En ideali bebeğin kendine göre ayarladığı şemadır.
Beslenme saati bebek için zevkli bir zaman olmalıdır. Anne bebeğini kendi sütü ile beslediği  için gururlanır varlığının gerekli olduğuna inanır. Bebekte her beslenme saatinde annesine çok yakın olduğu ve kucağa alındığı için mutluluk duyar.
·         Bugün sütün bütün biyolojik özelliklerinin hepsinin kimyasal yapısını tam olarak bilememekteyiz.
·         Hiçbir memelinin annesinin sütü olmadığı için suni beslenmeye tabi tutulduğu görülmemiştir.
·         Anne sütü bebeğin şişman olmasını da önleyerek bunun sonunu artık bebeklikte bile görülebilen arterosklerozdan korur.
·         Tabiat prematüreliğin derecesine göre sütte protein ve immunite modellerini arttırır.
·         Bebek alacağı sütün yarısını ilk 2 dakika da alır, ikinci yarısınıda 10-15 dakikada alır.

SÜTÜ OLMAYAN ANNE YOKTUR. Sütüm az, yetersiz, bebeğimi besleyemeyeceğim diyen ve bu yüzden sütsüz kalan anne vardır.
1985 yılında yayınlanan bir yazıda doğum yapmamış 33 yaşındaki bir çocuk doktoru hanımın kendisine adapte ettiği bir bebeği emzirmesi sonucu 6 aylık oluncaya kadar yalnız kendi sütü ile besleyebilmesi anne psikolojisi yanında memenin emzirilmesinin sütün gelmesi ve bollaşmasını arttırıcı etkisini de açıklamış olur.
Günlük salgılanan süt miktarı 750…-1000ml.dir. İki memenin arasında %25 fark olabilir.
Anne gebelik süresince gövde ve bacaklarında yağ depolayarak; bebeğin ağırlığı ile birlikte 10-12 kg artar böylece emzirme için gerekli enerjiyi depolamış olur. Sütün artmasında annenin aldığı besin ve sıvı miktarın pek önemi olmadığından; Anneler boş yere fazla beslenme sıkıntısına sokulmamalıdır.
İKİNCİL GEBELİĞİ ÖNLEYİCİ ETKİSİ:  Emzirme sırasında meme uçlarının sık sık uyarılması yumurtlamak için gerekli hormonların azalmasına yol açar.
Emzirirken adet kesilmesi emzirmenin doğum kontrol aracı olduğunun iyi bir işaretidir.Buna rağmen adet başlar başlamaz emzirme artık gebeliği önleyemez. Hatta bazı kadınlar süt verirken adet kesilmesi esnasında bile gebe kalabilirler ancak; bu oran %5-10 gibi düşüktür.
ALLERJİ anne sütünün infantil egzema gibi bazı alerjik hastalıklardan koruyucu özelliği vardır. Ailede alerji hikayesi varsa anne sütü ile besleneme daha da önem kazanır.
MEME KANSERİ çok sık doğum yapan ve bebeklerini uzun süre emziren annelerde meme kanseri riski azdır.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder