22.12.14

ROTAVİRÜS


Dünyada 2 yaşın altındaki çocuklarda virüslerle oluşan gastro enteritlerin en sık nedenidir.
Dünyada her yıl rotavirüs enfeksiyonu nedeni ile 600 000 civarında çocuk ölümü tahmini yapılmaktadır
.
Rotavirüsler her yerde bulunur 3- 5 yaşına kadar çocukların %95 i bu virüsle enfekte olurlar.
Düşük sosyo ekonomik bölgeler çocuklarında hastalık çok daha fazla görülür.
Virüs 1973 yılında Avusturalya da saptanmıştır 7 farklı  antijenik  grubu vardır. (A B C D E F G) .  A grup  süt çocukluğu ishallerninin  en sık nedenidir. Virüs hastalık boyunca hasta kişinin dışkısında bulunur, 50  derece ısıya 1 saat dayanabilir
.
Yeni doğan bebeklerin %70-85 inde anneden bebeğe geçmiş antikorlar saptanır.
Bu nedenle anne sütü alan bebeklerde enfeksiyon çok daha az görülür.
Doğumdan önce plesentadan, doğumdan sonrada anne sütünden geçen rotavirüs antikorları bebekleri yaşamın ilk aylarında korur.
Anneden geçen antikorların azalması, bebeğin kendi antikorlarını yeterince yapaması halinde rotavirüs ishalleri en çok 6 ay ile 2 yaş arası görülür. 2-3 yaştan sonra ise oldukça seyrektir
.
BULAŞMA: Fekal-oral yolla (dışkı-ağız ) ile olur. Nadiren solunum ile de bulaşabilir. Hastalığın kuluçka süresi 1-3 gündür
.
HASTALIK:  Hafif-orta derecede  ateş ve kusma ile başlar. Ateş 38,5 derecenin altındadır. Kusmayı takıben yeşil sarı renkli sulu ishal 9 gün kadar devam eder. Dışkı da müküs olabilir. Kan görülmez. Bu hafif tablodan yaşamı tehdit eden ağır su kayıpları yapan şiddetli gastro enteritlere kadar (örneğin 3 hafta kadar süren  ishaller) geniş bir yelpaze gösterir .

6 aylıktan küçük özellikle prematüre bebeklerde; beslenme, bağışıklık yetersizliği olan ve hijyen koşulları kötü çocuklarda morbidite (hasta olma oranı), mortalite (ölüm) oranları yüksektir.
Bağışıklık sistemi sağlıklı bebeklerde rotavirüs gastro enteriti kendi kendine iyileşen bir hastalıktır
.
TANI: Klinik görünüm ve elisa testi ile konur.

TEDAVİ: Akut evrede yeterli sıvı alımı sağlanmalı, anne sütüne ek şeker- elektrolit verilmeli. Çok ağır su kayıpları gelişirse Damar içi serum uygulanmalıdır
.
KORUNMA: Hijyen koşullarının iyileştirilmesi, ellerin sık sık yıkanması en önemli tedbirdir
.
AŞI: 2000 yıllarından sonra uygulamaya girmiştir. 1999 da ilk aşının 8. Aydan büyük çocuklara uygulanmasında bağırsak düğümlenmesine sebep olduğu tespit edilince aşının en etkili olduğu ve yan etkisinin en az görüldüğü 6 ay altındaki bebeklere uygulanması kararı alınmıştır.
6aylıktan küçük bebeklere 4-8 hafta ara ile 2 doz uygulanır.
İdeal aşılama 2-3 aylık iken başlamalı.
Bebek aşıyı kusarsa tekrarına gerek yoktur.
Aşının 1-2 damlası dahi koruyuculuğu sağlar
.
Aşı güvenirliliği ve koruyuculuğu %100 dür.
Aşının son dozu en geç 8 ayda yapılabilir.Daha geçe kalan aşı uygulaması hiç yapılmamalıdır.
,



12.12.14

EL AYAK AĞIZ HASTALIĞI

Coxachi A  tip virüslerle oluşan sıklıkla yaz sonu ve sonbaharda karşımıza çıkan bir hastalıktır
.
Çok bulaşıcıdır en çok fekal kontamiasyon ile (dışkı yolu) bulaşır
.
Sıklıkla 5 yaşın altındaki çocuklar hastalığa yakalanır ve virüsle karşılaşan çocukların %50 si hasta olur.

 Hafif ateş, halsizlik, iştahsızlıkla seyreden kısa seyirli başlangıcı takıben yumuşak damakta, dilde, yanak içinde, küçük dilde veziküller görülür. Dudaklar genellikle salimdir. Ağız içi lezyonları bazen yutma zorluğu yaratacak kadar ağrılı olabilir
.
Ağız lezyonlarından 1-2 gün  sonra deride  özellikle avuç içi ve ayak tabanı kenarlarında çok nadiren de kalçada lezyonlar belirir

.Hepsi 7-10 gün içinde kendiliğinden düzelir. Tedavi gerekmeyebilir.

Ağız ülserlerinin bazen beslenmeyi engellemesi bir risk oluşturur. 38,3 civarı ateş, kırıklık, iştahsızlık, ishal, karın ağrısı, eklem ağrıları olabilir.
Lezyonlar nadiren hassas ve kaşıntılıdır. Çok nadir vakada boyun ve çene altı lenf bezleri büyüyebilir

Komplikasyon olarak; Aseptik menenjit, polio benzeri paralitik bozukluklar (felçler), zatürre, miyokardit (kalp kası yangısı) oluşabilir.

Hamileliğin ilk 3 aylık döneminde hastalığa yakalananlarda düşük yapma riski vardır.

Nadir olarak hastalık 1 yıl içinde nüks (tekrar) ile karşımıza çıkabilir.
Bu hastalık: Herpangina, herpetik gingivo stomatitis, aftöz ülserler, steven johson sendromu ile
 karıştırılmamalıdır
.
TEDAVİ :  Ağrı ve ateş düşürücüler verilir.  Baharatlı, asitli besinler kesilir  sık aralarla ve azar azar soğuk ve buzlu sıvı verilir.
Ağrılı ülserlere topikal tedavi uygulanır
.
KORUNMA: Ellerin sık sık yıkanması, bebeğin altı temizlenirken hijyen şartlarına uyum bulaşmayı önler..

Hastalık en çok başlangıç döneminde bulaşıcıdır. Hastalıktan sonra dışkı ile virüs çıkışı 3 ay devam eder.

5.12.14

VEZİKO ÜRETERAL REFLÜ ( V.U.R )


MESANEDEN  ÜRETERLERE İDRAR KAÇAĞI

Böbreklerde oluşan idrar üreterler yoluyla (böbreklerle-torba arası kanal) mesaneye (idrar torbası) gelir.Mesane  yeterli doluma ulaşınca da işeme ile dışarı atılır.

Normal anatomik yapı işeme esnasında idrarı dışarı atarken aynı idrarın geriye üreterlere dönmesine izin vermez.

Bu da işeme anında mesanede oluşan yüksek basınçtan , birde mesanedeki idrar mikrop taşıyorsa böbrekleri o  mikroplardan korumak içindir.

Enfekte (mikroplu idrarın) üreter yoluyla geriye kaçması böbrek parankiminin (süzme fonksiyonu yapan bölge) zedelenmesine (skarlaşmasına), süzme fonksiyonlarının bozularak böbrek hasarı oluşmasına yol açar. Zedelenen böbrek hücreleri yenilenemeyeceği için gelecekte böbrek yetmezliği, diyalize girme,  böbrek  nakli bekleme gibi çok dramatik tabloların gelişmesi ile sonlanır.

Bu arada idrarın steril olduğu durumlarda reflünün böbrekte önemli bir hasar yapmadığını da söyleyebiliriz.

Ancak ! Enfeksiyon olmasa da mesanedeki yüksek hidrostatik basıncın üreterler ve böbrek pelvisine yaptığı  kötü etki ile hidroüreter ve hidronefroz(idrar yollarının ve böbreğin idrarla dolu olarak süzme fonksiyonunu gören parankim bölgesi aleyhine genişlemesi) ile sonuçlanma olabilir.

Mesane; herhangi bir yolla ulaşan mikropların üremesi için uygun bir ortamdır.

Buna karşı vücut koruyucu sistemler geliştirmiştir. En önemlisi mesanenin periyodik olarak ve tam boşalmasıdır. Böylece mikropların tamamına  yakını dışarı atılır. Tam boşalamayan mesanede rezidü (artık-bakiye) idrar kalması ve volümün artması ile mikroplar tam atılmaz mesanedeki enfekte idrar her işemede üretere kaçar ve  enfeksiyon giderek böbreğe yayılır.

Başlangıçta üreter genişleyerek mesane yüksek basıncının kötü etkisinden böbreği bir süre korur. Sonrada bu genişleme böbreğe yayılarak hidronefroz ve böbrek parankiminde skar (nedbe) oluşumu ve böbrek yetmezliğine götürür.

Reflü de esas neden;  üreterin mesane kasları içinde seyrettiği tünelin kısa olması ve geri kaçmayı önleyen mekanizmanın yetersizliğidir.
Tanı erken konur ve uygun tedaviler uygulanırsa idrarın sterilize edilmesi ile böbrek zedelenmesinin önlenebileceği ve çocuğun gelişimi ile birlikte mevcut reflünün büyük ölçüde kendiliğinden düzelebileceği bilinmektedir. Ancak! Bir yaş altındaki reflülerde kendiliğinden düzelme daha azdır.

TEDAVİ PROTOKOLLERİ enfeksiyonu yok etme, idrarı sterilize etme, esasına dayanmaktadır.
İdrarın sadece üretere az miktarda kaçmasından  böbrekte hidronefroz oluşturacak kadar yoğun olan kaçaklar 1 den 5 e kadar derecelendirilir. Özellikle küçük dereceli olanlar tıbbi tedavi ile izlenir. Uzun  süreli  izlenen ve tedavi ile düzelme olmayanlarda cerrahi tedavi uygulanır.

Hastalığın belirtileri idrar yolu enfeksiyonunun genel belirtileridir (bel ağrısı, piyüri, ateş vs…).
Dikkatli anneler çocuklarının idrarının bulanık ve kokulu olduğu şikayeti ile başvururlar.

İdrar yolu enfeksiyonu tedavi sonucu sessiz ve belirtisiz tekrarlarla karşımıza çıkabilir. Bu nedenle Hastalara tedavi sonrası 3-6 ay kadar koruyucu tedavi uygulamalı sonrada en az 1-2 yıl yakından izlenmelidir.