17.3.14

ANİ BEBEK ÖLÜMÜ

ANİ BEBEK ÖLÜMÜ
Beşik Ölümü

      Bir yaş altındaki tamamen sağlıklı bir bebeğin;  geniş araştırma ve otopsi yapılmasına karşın sebebi bulunamayan ani ve beklenmedik ölümüdür.

      Bu dramatik olayın bir yönü de; bebeği kısa süre önce görmüş olan doktorunun haksız suçlanması veya aile bireylerinin ölümden kendilerini sorumlu tutarak suçluluk duygusundan kurtulamamalarıdır.

Oysa;  olayın önceden tahmini dahi mümkün değildir.

      Beşik ölümlerinin normal rastlanma oranı her bin doğumda yarım ile birdir. Avrupa için bu oran, iki-iki buçuk Afrika kökenli Amerikalılar için ise daha da yüksektir.
       Bu bebeklerin yüzde doksanı altı aylıktan küçüktür.
Ölümler; daha çok iki ile dört aylık bebeklerde gece yarısı ile gün doğumu arasında (saat 24 ile 08 arası ) olur.
Altı aylıktan büyük bebeklerde çok daha az görülür.
Oran erkek bebeklerde kızlardan daha çoktur.

HAZIRLAYICI SEBEBLER
·         Ailenin sosyo ekonomik düzeyinin düşüklüğü.
·         Bebeğin doğum kilosunun düşük olması.
·         Prematüre doğmuş olmak.
·         Annenin sigara kullanması.
·         Annenin ilaç bağımlılığı.
·         Anne yaşının küçüklüğü.
·         Annenin çok doğum yapmış olması.
·         Bebeğin aşırı sarılıp sarmalanması.
·         Solunum yolu virüs enfeksiyonlarının salgın yaptığı dönemler.
·         Ailede daha önce yaşanmış ani bebek ölümü  sendromu.

En çok üzerinde durulan; solunum ve dolaşım fonksiyon merkezlerinin kontrolünün bozukluğudur. Bu nedenledir ki apne krizleri en sorumlu faktörlerden sayılır.



ÖNLEMLER
·         Küçük bebeklerin yüz üstü pozisyonda yatırılmaması (genelde sağlıklı bebekler sahip oldukları refleks ile solunum yapacak pozisyonu alabilirler fakat hazırlayıcı sebeplere sahip bebeklerde yüz üstü pozisyondan mutlak kaçınılması).

·          Bebeğin aşırı sıcak ortamda uykuya yatırılmaması.

·         Uykuya yatırılan bebeğin başına şapka  giydirilmemesi.

·         Uyku zeminin sert olması, bebeğin dolanmasını önlemek için kabarık uyku takımlarından kaçınılması.

·         Yumuşak yastıkların riskine karşı yastık yerine kalın bir örtünün kullanılması .
·         Yaşamın ilk aylarında bebeğin anne ile aynı odada uyumasının sağlanması.

·         Emzik kullanmak: Emzik ani bebek ölümlerine karşı koruyucu bir önlem olarak kabul edilir.




3.3.14

ÇİNKO

ÇİNKO
Vücudun biyolojik sıvıları içinde çok az miktarda bulunduğu için; eser element olarak anılır. Ancak! Bitkiler, hayvanlar ve insanlar için; mutlak gereklidir.
Metabolizmada rol alan birçok (yüzlerce) enzimin çinkoya gereksinimi vardır. Eksikliği halinde bu enzimlerin fonksiyonları bozulur.

Çinko eksikliğinin belirtilerini eksikliğinin derecesine göre sıralarsak;
Kilo kaybı, gelişme geriliği, kuru ve pürtüklü cilt, iştahsızlık, zihinsel durgunluk, yara iyileşmesinin gecikmesi, tat duyusunun bozulması, sexsüel gerilik, deride yaralar, saç dökülmesi, ishal, kilo kaybı, ruhsal değişimler, sık tekrarlayan enfeksiyonlar, karanlığa uyum bozukluğu sayılabilir.

Cild değişiklikleri; eksikliğin derecesine göre kuruluk ve pürtüklenmeden, el ve ayak uçlarında, ağız çevresinde, anüs ve genital bölgede ilerleyici, içi su dolu yaralara kadar farklı şekillerde görülür. Bazen bunların yanında tırnak değişiklikleri ve saç dökülmesi de olur.

Çinko yediğimiz birçok besinde vardır. Ancak ! bulunduğu foruma göre biyolojik yararlanma farklılıkları gösterir. Diyetteki çinkonun %20-30’u emilebilmektedir. Tahıl ağırlıklı beslenmelerde diyetteki demir ve çinkoyu bağlayıp, emilmelerini engelleyen fitatlar nedeni ile çinko alımı azalır ve eksiklik oluşur.
Köylerde mayalama işlemi yapılmadan pişirilen yufka ekmek tüketimi fazladır. (Maya işlemi; undaki çinko, demir ve kalsiyum emilimini engelleyen fitatları azaltır.) Mayalanmamış ekmek tüketiminde çinko eksikliği oluşur.

Anormal iştah veya iştah sapıklığı (pica sendromu) ağır kansızlık, karaciğer, dalak büyüklüğü, solukluk, toprak yeme alışkanlığı ile seyreder. Bu hastalarda demir eksikliği kadar çinko eksikliği de oluşur. Genetik bir hastalık olan Aerodermatitis Enteropatica’ da çinko eksikliği ile seyreder.

Geçmiş yıllarda bazı hazır çocuk mamalarında da çinko oranı az bulunmuş çinko yoğunluğunun arttırılması ile; erkek bebeklerde büyümenin hızlandığı görülmüş, kızlarda aynı sonuç alınamamıştır. (Walrevens and Hambidge 1976)

Gebelikte çinko gereksinimi artar. Eksiklik olursa; tat duyusu azalır, gebelik süresi uzar, uterus kanamaları artar özellikle beyin sinir sistemi doğumsal anomalileri oranı yükselir. Bu nedenle gebelere çinko oranı yüksek bir diyet önerilir.
Çölyak hastalığında özel çölyak diyeti ve ilaçlara cevap alınamayan durumlarda çinko tedavisi ile iyileşme olabilmektedir.

ÇİNKO EKSİKLİĞİ OLUŞUMU
Diyetle yeterli kadar alınmaması, uzun süreli aşırı alkol tüketimi, uzun süreli ishalle seyreden barsak emilim bozukluklarında orak hücreli anemi hastalığı varlığında pica ve Aerodermatitis Enteropatica hastalığının varlığında eksiklik oluşur.

Günümüzde çinko preparatları besin desteği olarak yoğun bir şekilde tıbbi kullanıma sunulmakta. Normal beslenen kentli çocuk ve erişkinlerde çinkonun ilave olarak alınması bu kadar gereklimidir sorusunu akla getirmektedir.

Yediğimiz et, karaciğer, yumurta, deniz ürünleri (özellikle istiridye), balıklar, süt, yağlı tohumlar, kuru baklagiller, çikolata zengin çinko kaynaklarıdır.

Günlük çinko gereksinimi bebeklerde 3-5 mg, çocuklarda 6-10 erişkinlerde 15 mg dır. 100 gr biftekte 7 mg- hindi etinde4-5 mg, karaciğerde 4 mg, balıkta 2,5 mg. Bir bardak sütte 1mg, bir tek istiridyede 10-13mg çinko vardır.

 Buna göre günlük diyetimizde yeteri kadar hatta fazla fazla çinko alabilmekteyiz.
Diyet dışı fazla alınımının bazı bünyelerde kusma, bulantı, ishal, karın krampları yaptığı bildirilsede; genellikle fazla alınımının pek yan etkisi olmadığı için ki tıbbi kullanımı çok fazla   olmaktadır.

GEREKLİ MİDİR?

Birde kişinin serum bakır seviyesinin düşüklüğünde veya serum bakır seviyesi sınırda olanlara ek olarak çinko alımı hiç bir şekilde önerilmez. (Klevay 1975)