19.2.14

KRUP TABLOLARI

KRUP TABLOLARI 
VİRAL KRUP-PSEUDO KRUP
(Akut larengo trakeid)
Ürkütücü bir tablodur. Fakat genellikle sorunsuz seyreder.
Eskiden çok rastladığımız çok ağır seyirli bazen ölümle sonuçlanabilen, yaygın aşı kampanyaları sonucu artık görmediğimiz Difteri hastalığı gerçek kruptur. Viral krup ise larinks difterisindeki tıkanmayı taklit ettiği için pseudo krup (yalancı tıkanma-taklit tıkanma) olarak adlandırılır.
Krup;  larinksin (soluk borusunun ilk bölümü) daha çok sonbahar ve kış aylarında görülen virüslerle oluşan ani başlangıçlı bir hastalığıdır.
Sinir sistemi labil olan uygun bünyeli çocuklarda daha çok görülür.
Başlangıç ve seyri ürkütücü görünmekle birlikte sonucu genellikle iyidir.
Gündüz tamamen sağlıklı olan çocuk gece uykusundan köpek havlaması gibi bir öksürük ile uyanır. Şiddetli stridor (tipik olarak nefes alırken çıkan tiz hırıltı ses-ötme) mevcuttur. Salya birikimi ve salya akışı yoktur. Çocuğun sesi kısıktır. Çok kuvvetli tiraj (göğüs kafesinde solunum zorluğu nedeni ile kaburgaların içe doğru çekilmesi), çocuğun rahat nefes alabilmek için; boğazını elleri ile tutarak kendine yardım etmesi gözlenir.
Ateş hafif veya az artmıştır. Nabız süratli yüz kıpkırmızıdır.
Bu tabloya çevrenin gösterdiği telaş çocuğu daha da kötüleştirir.
Nadir durumlarda çok ağır seyirli epiglottit’ten ayırmak için yan boyun röntgeni gerekebilir. Krupta grafide:  Steeple Sıngn : kalem ucu veya kilise çan kulesi diye adlandırılan sivri uç epiglottit’te başparmak imajı görülür.
TEDAVİDE HEDEF: Boğazda biriken salgıların nemlendirip yapışkanlık ve yoğunluklarını azaltmak, çocuğu ve aileyi rahatlatmaktır.
Etkisi; zaman, zaman tartışılmakla birlikte; evde buharlı banyo odası veya nemlendirici , hastanede soğuk hava uygulaması (hastaneye götürülecek çocuklar için hazırlanıncaya kadar, evde dondurucunun kapağı açılarak onun soğuk buharından yararlanılabilir.)
Yine tartışmalı olmakla birlikte tek doz steroid veya en çok üzerinde durulan nebulizatör ile rasemik epinefrin uygulanmasıdır. Kendi pratiğimde spasmolitik  ilavesinin de yararlı olduğunu görmekteyim.
Hastalar; gündüzleri rahatlayarak üç gece kadar gittikçe azalan oranda sıkıntı ile bu tabloyu atlatırlar. 
EPİGLOTİT
Nefes borusu girişini koruyan kıkırdak (Epiglot)’ın enfeksiyonudur.
Küçük çocuklarda görülen çok ciddi bir hastalıktır. En çok hemophilus influenza B ile bazende streptokoküs pnomania  ve streptokoküs pyogenes ile meydana gelir.
Çok ani başlayan yüksek ateş, boğaz ağrısı, yutmada güçlük, drooling (salya birikmesi ve akması),
Solunum güçlüğü, nefes alırken oluşan siyanoz (morarma), nefes borusunda oluşan ödem çok acil ve ağır bir tıbbi durum yaratır.
Bu tabloda havlar gibi öksürük yoktur.
Yatmayla solunum sıkıntısı çok arttığında çocuklar; havayı koklayan köpek pozisyonunda otururlar ve ancak öyle rahat ederler.
Bakılabilen çocuklarda boğaz tetkikinde kırmızı ödemli epiglot görülür. Boynun yan röntgeninde ; (thumb singn) baş parmak bulgusu vardır.
Çocuk muayeneyi engelleyecek şekilde çenesini kilitler. Zorla açılmak istenirse reflex yolla solunum durur.
Tanı konur konmaz veya epiglotitten şüphelenildiğinde, entubasyon ve İ.V antibiyotik başlanması için hastaneye sevki şarttır.
BAKTERİEL TRAKEİD 
(Trakea solunum yolunun larinksten sonraki bölümüdür)
Bakteriel trakeid larengo-trakea-bronşitin şiddetli bir formudur.
Çocuklarda virüslerle oluşan krup üzerine pürülan (cerahat yapıcı) bakterilerin invasyonu sonucu oluşur, tabloda; enfeksiyonun yanında iltihaplı salgı artımı, boğazda oluşan yalancı membranlarla (difteride oluşan yaşamı tehdit eden perde, zar diye isimlendireceğimiz oluşumların benzerleri) seyreder.
Klinik tablo krupa benzemekle klinikte bu hastalarda  ani yükselen ateş, solunum zorluğu, hastanın hiçbir pozisyonda rahat edememesi, analizlerinde ciddi enfeksiyon bulguları, röntgende epiglot altı bölgede daralma mevcuttur. Genel durumları süratle bozulduğundan hastane şartlarında tedavileri gerekir.
ÖZET:
          KRUP: Gece uykuda başlar, köpek havlaması gibi öksürük, stridor, tiraj vardır. Ateş hafif veya yoktur. Röntgende kalem ucu görüntüsü oluşur. Gürültülü fakat ciddi olmayan bir tablodur
        EPİGLOTTİT: Aniden yükselen ateş, boğaz ağrısı, yutma güçlüğü, salya birikmesi ve akması, morarma, çenenin kilitlenmesi oturarak rahatlama. Röntgende başparmak görüntüsü vardır. Ciddi bir tablodur.
       BAKTERİEL TAKEİD:  Ani yükselen ateş, solunum zorluğu, hastanın hiçbir pozisyonda rahat edememesi, analizde bakteriel enfeksiyon bulguları genel durumun süratle bozulması röntgende epiglot altı bölgede daralma görülür. Ciddi bir tablodur.


10.2.14

ENKOPRESİS (Dışkı Kaçırma)

ENKOPRESİS (Dışkı Kaçırma)
Fiziksel bir anormallik olmadan 4 yaşından sonra (kaka kontrolü 4 yaşından önce yeterli olmayabilir).
İstemli veya istem dışı olarak uygun olmayan yerlere çocuğun dışkılaması olayıdır.
Erkek çocuklarda 6 kat daha sık rastlanır.
Tuvalet eğitimine erken başlama, bunun için aşırı disiplin uygulama karşısında çocuğun bilinçaltı bebekliğe dönüş isteği veya aşırı disipline karşı bir başkaldırıdır.
 16 yaşından sonra nadir rastlanır. Tedaviye çok dirençlidir zeka özürlülerde ömür boyu sürebilir.
Kardeş doğumu, aile içi anlaşmazlık, çocuğun çok sevdiği aile bireylerinden ayrılması, aile içi ölümleri takiben daha çok görülür.
Bu çocuklar bir öfke veya öç alma ifadesi olarak çevrelerini tedirgin etmek için koltukların üzeri, yeni silinmiş temiz bir masa örtüsü, tertemiz bir halı üzeri gibi uygun olmayan yerlere dışkılarlar.
Bazı otörler çocuğun dışkısını kendisinin bir uzantısı gibi hayal ederek tuvalette sifonun çekilmesi ile bedeninin akıp gideceği düşüncesi ile tuvalet dışı dışkılamayı seçtiklerini ileri sürerler.
Enkoprisiste Tedavi: Anal fissüre bağlı ağrılı dışkılama, aşırı titizlikten, okul veya başka bir yerde tuvalete gitmek istememe, kronik kabızlık sonucu dışkılama duyusunun azalması gibi durumlarda dışkı yumuşatıcıların uygulanması.
Sorumluluk ve özgüven kazanmaları için; yemeklerden sonra tuvalete oturtup dışkılama egzersizleri.
Çamaşırlarının temiz kaldığı her gün için ödüllendirme.
Kirlenmiş çamaşırlarınının kendine yıkattırılıp yerleştirmesini isteme.
Tuvalet korkusunun giderilmesi  için psikolojik yaklaşımda bulunma.

Akıbeti çok iyidir ergenliğe ulaşıldığında zeka özürlüler hariç hepsi iyileşirler. 

4.2.14

İŞİTME TARAMA TESTLERİ

İŞİTME TARAMA TESTLERİ
Yeni doğanlarda ileri ve çok ileri derecede işitme kaybı her 1000 doğumdan 0.5-3 arası görülebilmektedir.
Doğuştan işitme kayıplarında doğumdan sonraki ilk 1-2 ay içinde işitme cihazı ile tedaviye başlanması gerekir.
Doğuştan işitme kayıplarının %70’İ Pendred Sendromu (sağırlık ve yaygın tiroid büyümesi gösteren genetik bir hastalık ), ebebeyn akrabalığı ve ailede varsa genetik geçişli işitme kaybı olarak karşımıza çıkar.
%30 u da Wardenburg, Turner, T.Collins, Albinizim gibi sendromlarla doğan bebeklerde görülür.
Annenin gebeliğinde geçirdiği kızamıkçık c.m.v , toxoplasma gibi hastalıklar, gebelikte kullandığı işitme siniri üzerine toksik etkili streptomisin gibi ilaçlar, bebeğin prematüre veya düşük doğum ağırlıklı doğması, mor doğum, merkez sinir sistemi hasarı ile sonuçlanan ağır yeni doğan sarılığı (kern ikterus) da bebekte işitme kaybına yol açar.
RİSK ETKENİ BEBEKLERİN SADECE YARISINDA SAPTANABİLDİĞİNDEN TÜM BEBEKLERE TARAMA TESTİ ÖNERİLMEKTEDİR.
İşitme kaybının her tipinin erken tanısı tabii ki çok önemlidir. Özellikle konuşma öğrenme yaşı 0-3 yaşlarda ve de sonraları çocuğun her türlü gelişimi için erken tespit ve tedavi için gerekliliği açıktır.
Ülkemizde 2003 yılında başlatılan ulusal yeni doğan işitme tarama projesi ile %90’ın üzerinde güvenirlikli, çabuk sonuç veren tetkikler uygulanmaya başlanmıştır.

Tarama sonrası testlere takılan bebekte gelişmiş kliniklerde geniş araştırmalarla kesin tanı koyularak cihaz uygulamaları ile duymaları sağlanır ve topluma kazandırılırlar.