D
VİTAMİNİ – D HORMONU
D Vitamini besinlerle ve ilaç destekleri olarak alınabildiği
gibi (besinler ile ancak 1/5 i alınabilir.).
Esas güneş ışınları ile temas sonucu vücudumuz tarafından üretilir. Vücudumuzun D vitamini sentezi için derinin güneş ışını görmesi gerekir.
Vücut tarafından üretildiği için bir hormon olarak da nitelendirilebilir.
Esas güneş ışınları ile temas sonucu vücudumuz tarafından üretilir. Vücudumuzun D vitamini sentezi için derinin güneş ışını görmesi gerekir.
Vücut tarafından üretildiği için bir hormon olarak da nitelendirilebilir.
Kolestrol D vitaminin yapı taşıdır. Kolestrolden köken alan kolekalsiferolden karaciğer ve
böbreklerde birkaç kimyasal değişiklikten sonra aktif D vit oluşur
.
.
Güneşten gelen ultra viole ışınları UVA ve UVB olarak
ayrılır.
UVA: Güneşten
gelen uzun ışınlardır bronzlaşmaya sebep olmaz. Cildin derinine işler, erken
yaşlanmaya , kırışıklıklara sebep olur. Camdan ve giysilerden geçer . D vit
üretmezler.
UVB: Cildi
bronzlaştırır, cilde değince D vit üretimini başlatır. Camdan ve giysilerden
geçmez. Cam kenarında oturarak bu ışınlardan yararlanamayız
.
.
Derimizin güneş ışınları ile D vit sentezi için saat 11-15
arası 15-20 dakika vücudumuzun en az beşte birinin güneş ışını görmesi gerekir.
Cilt kanseri vakalarının güneş ışınları bağlantısı nedeni
ile çok fazla koruyucu güneş kremleri kullanılması, daha çok kapalı
yerlerde sürdürülen modern yaşam vücudun D vitamini sentezini engellemektedir.
Güneş koruyucu faktör 20 den fazlasının kullanımı D vitamininin oluşmasını engeller
.
Güneş koruyucu faktör 20 den fazlasının kullanımı D vitamininin oluşmasını engeller
.
D vitamininin vücut
tarafından üretilmesi vücudun tüm organlarında mevcut D vitamini receptörleri
(algıçları) nedeni ile tüm organlar üzerinde etkisinin olması onu bir vitamin oluşu dışında bir hormon gibi
düşünmemizi gerektirmektedir
.
.
Yağda çöznebilen bir vitamin olduğu için vücutta uzun süre
depo edilebilir yaz boyu D vit depolayan kişiler kış sonuna kadar D vitaminine
sahip olabilirler.
D vitamini güneş dışında daha az miktarda( taşıdıkları değer
sırasıyla); morina balığı, karaciğer, somon, sardalye, uskumru, süt, margarin,
yumurta ve dana karaciğerinden de sağlanabilir. Bu besinler ancak vücut gereksiniminin beşte birini
karşılayabilirler.
D Vitaminin İşlevi :
En belirgin temel fonksiyonu vücudun kalsiyum-fosfor
metabolizmasını düzenlemektir.
·
Barsaklarda kalsiyum emilimini düzenler.
·
Kemiklerdeki mineraleşmeyi yönetir.
·
Böbreklerden kalsiyum atılımını yöneterek kan kalsiyum seviyesini sabit tutar.
·
Bağışıklık sistemini güçlendirir. Astım, romatoid
artrit, tip 1 diyabet (insüline bağımlı şeker hast.), chrohn hast, M.S gibi
bağışıklık bozuklukları ile oluşan hastalıklarda koruyucu ve tedavi edicidir.
·
İnsülin direncini azaltarak Tip2 diyabeti önler.
·
Yüksek tansiyon dolayısıyla böbrek ve kalp
hastalıklarını önler.
·
Sedef Hastalığının tedavisinde yardımcı ilaçtır.
·
Obeziteyi (aşırı şişmanlığı) önler
·
Beyindeki serotonin üretimini arttırır. Ayrıca
stres ve yorgunluk karşıtı magnezyum emilimine yardımcı olarak ruhsal iyilik
sağlar. (mutluluk vitamini)
Güneş
ışınlarından sınırlı yararlanmak, düşük D vitamini içerikli diyet, çok
şişman çok yağlı olmak, fosfat içeren
soft içeceklerin aşırı tüketimi, bazen de barsak emilim bozuklukları (çölyak
hastalığı gibi), uzun süre Epilepsi ilaçları kullanmak (bazı ilaçlar D vitamini
idrarla kayıplarını arttırır.) Vücutta D vitamini eksikliğine sebep olur.
D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNDE:
·
Kaslarda yorgunluk, kemik ağrıları, osteoporoz
(kemik erimesi) riski artar. Çocuklarda raşitizm erişkinlerde osteomalazi oluşur.
RAŞİTİZM:
Çocuklarda kemik gelişim bozukluğudur. Bacak eğrilikleri, kafatası şekil
bozukluğu kafa kemiklerinin bastırıldığında pinpon topu gibi içe çökmesi göğüs
kemiklerinin deformasyonu (güvercin göğsü) omurga eğrilikleri, cücelik, kemik
ağrıları, kas zayıflığı, diş gelişimi
bozuklukları, iştahsızlık, gelişme geriliği olarak karşımıza çıkar.
OSTEOMALAZİ:
Kronik yorgunluk, fibromiyalji kas kemik
ağrıları, kas güçsüzlüğü olarak belirir.
Ayrıca Dvitamini; :
Kansere dönüşecek hücrelerin ölmelerine yardımcı olarak, doku ve organ
oluşturmak için farklılaşma becerilerini kaybeden kanser hücrelerinin
farklılaşmasına ve gelişmek , yayılmak için kan damarları oluşturmalarına engel
olarak;Özellikle: meme, prostat,pankreas,beyin tümörlerinin oluşmasını önler.
·
D vitaminin 17 tip kanser riskini önlemekte
yardımcı olduğu bildirilmektedir.
·
Kalp ritmini düzenler.
·
Damar duvarında yangı ve kireçlenmeyi önleyerek
koroner damar tıkanmalarını azaltır.
·
Lökositleri (beyaz kan hücreleri) ve immün
sistemi aktive eder.
·
Depresyon ve şizofreni riskini azaltır.
·
Tip 1 diyabeti önler
ÇOCUKLAR VE D
VİTAMİNİ
Anne karnında yetersiz D vitamini alan bebeklerde (Annede
eksiklik varsa anne hamileliğinde yeterli D vitamini almazsa)Şizofreni, otizm,
tip1 diabet, alerji, astım, diş çürükleri, osteoporoz, düşük doğum ağırlıklı
bebek oluşumu daha çok görülür.
D vit eksikliğinden en çok bebekler etkilenir bu eksiklik
de;
·
Hamile annenin vitamin eksikliği
·
Çocuğun yetersiz beslenmesi
·
Çocuğun güneşten mahrum büyütülmesi sonucu oluşur.
Tamamlayıcı Tedavi:
Emziren annelere günlük 1000 IU
Anne sütünde D vit
düşük olduğu için sadece anne sütü alan bebeklerde D vitamini eksikliği riski
olduğundan;
Anne sütü alan bebekler günlük 400 IU
1-12 yaşlarda kiloya ve klinik duruma bağlı olarak 1000-2000IU
12 yaş üzeri tüm erişkinler günde 2000 IU almalıdır.
Eksikliğinde:
Eksikliğin derecesi
ve klinik tabloya göre;
çocuk ve ergenlere 2-3 ay süre ile; 1000-10000 IU veya 2 ay
süre ile haftada 50000 IU veya oral tek
doz 600000 IU verilir.
İki ay boyunca 8000 IU geçmeyen dozda alınması sağlıklı bir
kişide toksik etki yapmaz.
40000 IU üzeri uzun süre alımlarda toksik etki
oluşabilir