ARI SÜTÜ- BAL- POLEN-
PROPOLİS
(Dünyamıza ve Sağlığımıza Katkıları)
Arılar: çiçeklerin üreme cisimciklerini taşıyarak; doğadaki
bitkilerin ve çiçeklerin döllenmesini ve türlerinin devamını sağlar.
Arılar ve onların bu yüklendikleri görev olmasa dünyadaki yaşam
kısa sürede tamamen yok olur.
Sabahın çok erken saatlerinde doğaya dağılarak ve o gün
kondukları çiçeğin veya bitkinin cinsini hiç değiştirmeden akşama kadar hep
aynı cins çiçeğe konup, kalkarak işlemlerini sürdürerek gün boyu
çiçekten çiçeğe konarak
polenleri toplarlar.
Döllenme işlemi dışında; artan ve arka ayaklarına yapışmış
polenleri de kovana taşırlar.
İnsanlar bu polenlerden ayrıca yine arıların ürettiği bal ,
arı sütü ve propolis gibi ürünlerden büyük yararlar sağlar.
BAL
Arıların çiçek ve meyve tomurcuklarından topladıkları
nektarı kendi salgıları ile birleştirerek peteklerde topladıkları bir besindir.
Yarım kilo nektar toplamak için dokuz yüz bin arı bir gün
boyunca çalışır. Bir gram bal üretebilmek içinde dört binden fazla çiçeğe konarlar.
Balda binlerce çiçeğin, bitkilerin besleyici değeri ve
şifası var.
Bal içerdiği yüksek
orandaki karbonhidrat nedeni ile; çocuklar, yaşlılar, hastalar ve sporcular
için mükemmel bir besin kaynağıdır.
Başta enzimler olmak üzere; mineraller, vitaminler,
aminoasitler ve flavonoidlerden çok zengindir. Bu nedenle;
Antibakteriel (mikropları öldürücü)
Antiviral
(virüslere karşı üremelerini durdurma)
Antiparaziter
(parazitlere karşı öldürücü)
Antienflamatuar
(yangı giderici)
Antikansorejen
(kanser oluşumunu önleyici)
Antioksidan
(serbest radikalleri bloke edici)
Özelliklere sahiptir.
ARI SÜTÜ
Kovandaki
kraliçe arının beslenmesi için; işçi arıların ürettikleri bir salgıdır.
Kraliçe arı ömrü boyunca bu sütle beslenirken işçi arılar
polen ve balla beslenirler.
İşçi arılar üç haftada, kraliçe arı iki haftada gelişimini
tamamlar. Ve de işçi arılardan yüzde altmış kadar daha ağırdır.
Kraliçe arı birgünde birkaç bin, yaşamı boyunca üç milyon
yumurta üretir.
Kraliçe arı beş altı yıl yaşarken işçi arılar ancak birkaç
ay yaşarlar.
Arı sütü:
A-D-C-E ve B grup vitaminlerinin tamamı ile mineraller ve insan vücudu için
mutlak gerekli, vücudumuzda sentezlenemeyen ancak; bitkiler ve o bitkiyi yemiş olan
hayvanların etini yiyerek alabildiğimiz proteinlerin yapı taşlarını teşkil
eden; esansiyel yani temel aminoasitlerin tamamına yakınını, ayrıca çeşitli
protein ve enzimleri içerir.
Bu zengin
kompozisyonu sayesinde; hücre yenileyici, vücut dokularının sağlıklı
çalışmalarını düzenleyici, enerji arttırıcı özelliği ile bedensel ve zihinsel
yorgunluğu gidererek, düşünsel ve fiziksel aktivite artırıcı, ayrıca
antialerjik, anti kanser, anti bakteriyel, anti fungal(mantarlara karşı) ve anti
oksidan dır.
POLEN
Çiçeklerin erkek organlarınca üretilip dişi organlarının
döllenmesini sağlayan cinsiyet hücreleridir, çiçeklerin spermidir.
Arılar polenler ile çiçeklerin ve bitkilerin döllenmesini
sağlamak yanında kendilerinin yaşamları için gerekli proteinide polenlerden
karşılarlar.
Arılar topladıkları polenleri salgıladıkları bir sıvı ile
arka bacaklarında biriktirerek kovana getirirler.
Kovandaki yavrularını beslemek için peteklerde depolarlar.
Polen: Protein, vitaminler, mineraller, enzimler birde
polifenolik bileşikler ve flavonoidler yönünden de çok zengin bir besindir. 150
gramlık polende; 150 kg dana eti, 150 kg süt, 80 kg kadar bala eşit vitamin ve
mineral vardır.
Anti oksidan özellikleri nedeni ile; serbest radikallerin
sebep olduğu; bağışıklık çöküşü, kalp,
damar, sinir sistemi hastalıkları, kanser, erken yaşlanma gibi birçok olayı
önleyici rol üstlenir.
Ayrıca; hasta, çocuk ve yaşlılarda iştah açıcı ve besin
desteği olarakta kullanılır.
PROPOLİS
Bal arılarının (işçi grubunun) çeşitli ağaçların ve çalıların
kabukları, yaprakları ile tomurcuklarından topladıkları reçinemsi bir maddedir.
Bununla kovanın içyüzünü ve önünü kaplayarak kendilerini
soğuk ve hastalıklardan korurlar.
Arılar kovan içindeki besinleri, yavruları çeşitli
zararlılardan (mikrop v.s.) korumak ve kovanı dezenfekte etmek için propolis
toplarlar. Propolis: petek gözlerinin temizliği, kraliçe arının yumurtalarının
steril ortamda gelişmesi ve yavrunun korunmasında etkilidir.
Dışarıdan nektar ve polen toplayan işçi arıların kovan
girişinde propolisle fırçalanarak kovana temiz girmeleri sağlanır.Kovanda yetmiş
seksen bin civarında olgun arı bir o kadarda yavru bulunur. Kovan içi sıcaklık
yirmi dört derece rutubet yüzde elli civarındadır. Bu şartlar her türlü mikrop
üremesi için uygun bir ortamdır. Buna karşın propolis sayesinde arılar kırk
milyon yıldan beri yaşamlarını sürdürebilmektedirler.
Eski çağlardan beri örneğin Mısır Uygarlığında ölülerin mumyalanmasında,
savaşlarda vazelin ile karıştırılarak hazırlanan merhemlerle yaraların
iyileştirilmesinde kullanıldığı tıbbın babası Hipokrat’ın deri ülserleri ve
sindirim sistemi bozukluklarında propolisi kullandığı, Anadoluda da yara ve
çıbanların iyileştirilmesinde kullanıldığı bilinmektedir.
Bilimsel çalışmalar antibiyotiklerle birlikte
kullanıldığında antibiyotik etkisini yüz kat kadar arttırdığını göstermektedir.
Uzun süre propolis alınması zararlı bakterilere karşı direnç oluşturur, yararlı
bakterileri olumlu etkiler. Bu nedenle çok nadir ve çok önemli geniş spektrumlu
antibiyotik olarak kabul edilmektedir.
Ayrıca birçok kanser türlerinde de yayılmayı önleyici olarak
başarı ile kullanılmaktadır.
Propolis çok güçlü bir mikrop öldürücü (antibakteriyel),
virüslerin çoğalmalarını önleyici(antviral), mantaralara karşı (antifungal),
eklemlerde oluşan yangıya karşı (antiflamatuar) dır. ki çalışmalar bu
etkinin kortizon ve aspirine çok yakın
olduğunu göstermiştir.
Bileşimindeki flavonoidler nedeni ile serbest radikalleri
temizleyici (antioksidan), bağışıklık arttırıcı (immün modülatör), tümörlerin
gelişimi ve metastazları önleyici (anti kanser), yaraları iyileştirici, şeker
metabolizmasını düzenleyici, karaciğeri toksinlerden koruyucu ve de obeziteyi
önleyici etkiye sahiptir.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder