. KATILMA NÖBETİ
·
6 ay 3 yaş
arasında en çok görülür, erkek çocuklarda daha sık olur Geçici bir
solunum durmasıdır.
·
Kızdırılma, korkutulma, incitilme gibi mekanik
veya ruhsal bir darbe sonucu ağlama ile başlar.Ağlamanın başlangıcında kesilen
ses, soluk verme sırasında ortaya çıkar. Bu durumda beyine yeterli oksijen
gidemez morarma, kaskatı kesilme veya birbirini takip eden istemsiz kasılmalar
ve kısa süreli bilinç kaybı oluşur.
·
Bazı olgularda; pelte gibi, bez gibi bir gevşeklik
olur. Bilinç kaybı 15 saniye kadar sürer. Şiddetli durumlarda daha uzun sürerse
havale tipi kasılmalar görülür. (konvülsiyon)
·
Morarma ile karşımıza çıktığı gibi aşırı
soluklukla çıkan tipleri de vardır. (Bazen iki tip bir arada olur) Her ikisinde
de idrar kaçırma sıklıkla vardır.
·
İlk nöbet 18 aydan önce başlar. (Seyrek olarak
yeni doğanlarda da görülür.)
·
9-18 aylarda çevre ile etkileşiminin en çok
olduğu dönemlerde çok görülür.(yürümeye başlama, ilk düşme, travmaya maruz
kalma, her şeyi karıştırma, azarlanma)
·
Sebebi kesin bilinmemektedir.
·
Anne-baba kardeş gibi birinci derece akrabalarda
yüksek oranda karşımıza çıkar.
Hazırlayıcı faktör olarak: Çocuğun ve ailesinin ruhsal
yapısı üzerinde durulmaktadır.
Sık olarak tek
çocuklu ailelerin çocuklarında görülür.
Çocuklar çok hareketli, huzursuz, inatçı ve kavgacı
tabiattadır.
Anne babanın tutumu, çocuğa ödün verici davranışları,
nöbetleri artırıcı faktörler olarak karşımıza çıkar. Çocuk istediklerini kabul
ettirebilmek için nöbetlerini kullanır. Bazı ekoller nöbet geçiren çocuğun
yalnız bırakılması ve bilinçli olarak olayın üzerinde durulmamasını
önermektedir.
Çocuğun yapmak istemediği bir şeyi isteme, onunla zıtlaşma
katılma nöbetini uyandırabilir. İlk böyle başlayan nöbet sonradan kolaylıkla
tekrarlar. Çünkü çevre ilk nöbette paniğe kapılarak çocuğa aşırı ilgi gösterir.
Bu ilgiyi sürdürmek için çocuk nöbetlerini kullanır.
Çocukta kansızlığın bulunması nöbetleri arttırıcıdır.
Bu çocuklarda zeka normaldir. Nörolojik bulgu yoktur. E.E.G
normaldir.
Okul çağından önce yani 5-6 yaşına kadar nöbetler kaybolur.
Uzun süre takip edilen çocuklarda: Erkek çocukların okulda
saldırgan, kız çocukların ise çekingen oldukları gözlenmiştir.
Epilepsi ile ilgisi olmamakla birlikte bu çocuklarda
epilepsi oranı normal çocuklardan daha yüksektir denilse de bu tartışılmalıdır.
Kalsiyum eksikliği ve doğuştan kalp hastalığı yönünden
(fibroelastoz) ayırıcı tanı gerekir.
Tedavide: Varsa
kansızlığın düzeltilmesi.
Psikolojik yaklaşım:
Hastalığın masumiyeti anlatılarak ailelerin ödün vermeme konusunda daha
tutarlı olmaları temin edilmelidir.
Çocuğun ataklarda ölebileceği korkusu yok edilmelidir.Bugüne
kadar literatürde katılma esnasında sadece bir tek ölüm vakası bildirilmiş olup
onda da Aspirasyon tespit edilmiştir.
Gelişmiş ülkelerde psikiyatrik yaklaşım ön planda
tutulmaktadır.
İlaç tedavisine gidilmemektedir.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder